11 EKİM DÜNYA PALYATİF BAKIM GÜNÜ
Hastanemiz Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Berire YAVUZ, “11 Ekim Dünya Palyatif Bakım Günü” olması nedeniyle “Palyatif Bakımı” ile ilgili vatandaşlarımızın bilinçlenmesi ve farkındalık kazanması için bilgi vermiştir.
Her yıl Ekim ayının ikinci Cumartesi günü, dünya genelinde Dünya Palyatif Bakım Günü olarak belirlenmiştir. Palyatif bakım, hastalıkların yalnızca bedensel değil, ruhsal, sosyal ve manevi yönleriyle de insanı etkilediğini kabul eden, bütüncül bir yaklaşımı temsil eder. Bu gün, hem sağlık çalışanlarının özverili çabalarını görünür kılmak hem de toplumun bu alandaki farkındalığını artırmak için bir fırsat olarak düşünülmelidir.
Palyatif Bakım Nedir?
Palyatif bakım, tedavisi mümkün olmayan ya da yaşamı tehdit eden kronik hastalıklarla mücadele eden bireylerde, yalnızca hastalığın tıbbi yönüyle değil, aynı zamanda acı, kaygı ve belirsizlikle baş etme süreciyle ilgilenen bir sağlık yaklaşımıdır. Bu bakım türü daha çok yaşamın kalitesini artırmayı, yani kalan zamanı daha huzurlu ve anlamlı kılmayı hedefler.
Palyatif bakım, genellikle yaşamın son döneminde akla gelse de, hastalığın erken evrelerinden itibaren uygulanabilir ve bu dönemde başlatıldığında hem hastanın hem de ailesinin sürece daha sağlıklı bir şekilde uyum sağlamasına yardımcı olur.
Neden Palyatif Bakıma İhtiyacımız Var?
Günümüzde dünya nüfusunun giderek yaşlanması, kronik hastalıkların tanısının artması ve tedavi süreçlerinin uzaması, palyatif bakımı her zamankinden daha gerekli hale getirmiştir. Kanser, ileri evre kalp ve akciğer hastalıkları, böbrek yetmezliği, demans gibi hastalıklar yalnızca beden üzerinde değil, bireyin tüm yaşamı üzerinde izler bırakır. Bu süreçte ortaya çıkan ağrı, nefes darlığı, uykusuzluk, yorgunluk, iştahsızlık, endişe ve depresyon gibi belirtiler, kişinin yaşam kalitesini ciddi biçimde düşürebilir.
Palyatif bakımın amacı, yalnızca hastanın semptomlarını hafifletmek değil; hastanın, ailesinin ve bakım verenlerin fiziksel, psikolojik ve sosyal gereksinimlerini bir bütün olarak ele almaktır. Böylece tedavi süreci daha insan odaklı, bütüncül ve dengeli hale gelir.
Kimler Palyatif Bakıma İhtiyaç Duyar?
Palyatif bakım, belirli bir hasta grubuna değil, yaşamı ciddi şekilde etkileyen her türlü hastalığa sahip bireylere yöneliktir. İleri evre kanser tanısı almış hastalar, kalp, böbrek ya da karaciğer yetmezliği bulunan bireyler, nörolojik hastalıkları olan kişiler veya çoklu sağlık sorunlarıyla mücadele eden yaşlı hastalar bu bakımın hedef grubunu oluşturur. Ancak palyatif bakımın yalnızca hastaya değil, aynı zamanda aile bireylerine de destek sunduğunu unutmamak gerekir. Zira sevdiklerinin acısına tanık olmak, belirsizlikle yaşamak ve duygusal yük taşımak da bir o kadar yıpratıcıdır. Palyatif bakım ekipleri, ailelere bu zorlu süreçte rehberlik eder, onların yas sürecini anlamlı ve sağlıklı bir biçimde yaşamalarına katkı sağlar.
Palyatif Bakımda Ekip Çalışması
Ülkemizde son yıllarda palyatif bakım merkezlerinin sayısı hızla artmaktadır. Pek çok hastane bünyesinde palyatif bakım üniteleri kurulmuştur. Bu hizmetler, yalnızca terminal dönem hastalarına değil; ağrı, beslenme güçlüğü, nefes darlığı gibi sorunlar yaşayan, ileri kronik hastalığı olan bireylere de sunulmaktadır.
Palyatif bakımın özünde bir ekip çalışması vardır. Bu ekipte hekimler, hemşireler, psikologlar, sosyal hizmet uzmanları, diyetisyenler, fizyoterapistler ve gönüllüler yer alır; her biri hastanın yaşamına farklı bir açıdan dokunur. Bu iş birliği, yalnızca tıbbi tedaviyi değil, hastanın bir insan olarak varlığını korumayı, duygularını anlamayı ve korkularını hafifletmeyi amaçlar.
Yaşamı sonuna kadar yaşanabilir kılmak, tıbbın en insani yönüdür. Palyatif bakım, hastalığın tedavisine entegre bir şekilde hastanın semptom kontrolü, fonksiyonel kapasitenin korunması ve sosyal desteğin sürekliliği yoluyla hastanın yaşam kalitesini en üst düzeye çıkarmayı amaçlaması bakımından oldukça önemlidir.
